AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, TBMM’de Türk Sivil Havacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin açıklamalarda bulundu. Güler, “Çeteleşen saldırganlaşanlarla ilgili önlem alınacak.” dedi. AKP Grup Başkanvekili ve Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu’nun toplumun her kesimiyle görüşerek titiz bir çalışma yaptığını söyleyen Güler, “Önerileri, beklentileri not alıyor. İlgili bakanlıklarımız analiz yapıyor, alternatifli çözüm önerilerini paylaştılar. Yaklaşık 10 gün daha toplumu dinleyeceğiz. Muhalefet partileri ve diğer ilgili yerlerle de görüşerek fikir alış verişinde bulunacağız” diye konuştu.
“Kuduz riski taşıyan” ve “saldırganlaşmış” olarak tabir edilen köpeklerin uyutulmasının normalleştirilmesi gerektiğini söyleyen Güler, kuduz riski taşımayan veya saldırgan olarak ifade edilen hayvanların neye göre tanımlanacağına dair açıklama yapmadı. Belediyelerin barınak kurma zorunluluğunu hatırlatan Güler, “20 yıldır var, yeni değil” sözleriyle, belediyelerin uzun yıllardır bu kanunu uygulamadığını da ortaya koydu. Güler şunları söyledi:
“Resmi rakamlara baktığımızda 2-2.5 milyon sahipsiz başıboş köpeklerimiz sokaklarımızda. Ancak bu net bir tespite dayanmıyor. Genel tahmin, Dünya Sağlık Örgütü’nün yayınladığı endeksler ve diğer hesaplamalar, ülkede çıkan çöp miktarı ve hususi endekslere baktığımızda 4, 4.5 milyon civarında sahipsiz sokak köpeğinin bulunduğunu tahmin ediyoruz. Tabii burada vatandaşlarımızın bugüne kadar yaşadığı sıkıntılar var. Bunları biz asla görmezden gelme imkanımız yok. Gerek sabah okula giden çocuklarımızın, gerek sabah bahçesinde, parkında yürüyüş yapan vatandaşlarımız, gerekse de sabah namazına giden cami cemaatimizin yaşadığı birçok saldırı olayları var, saldırganlaşmış ve çeteler halinde gezen köpeklerimiz var. Bunlara yönelik olarak bizim sokak güvenliğini sağlama, toplum sağlığını gerçekleştirme adına… Ülkemizin kuduzlu temas sayısında ciddi manada artış gösterdiğini görüyoruz. Maalesef vahşi alanlara, orman alanlara yapılan barınaklardaki vahşi hayvanlarla diğer köpeklerin teması sonucu ortaya çıkmış kuduz riski ile de karşı karşıyayız.
“MERHAMET İKLİMİMİZE UYGUN OLARAK ‘UYUTMA’ ŞEKLİYLE NORMALLEŞTİRMEMİZ GEREK”
Bunların çözümü noktasında anatomik yapısı bozulmuş, farklı üreme durumlarından kaynaklı saldırganlaşmış ve normalleşmesi mümkün olmayan, kuduz riski taşıyan, hayvan sağlığı açısından olumsuz, acı çeken, hastalıklı hale gelmiş hayvanlarımızın, bizim merhamet iklimimize uygun olarak, bu toprakların değerlerine uygun olarak, ‘uyutma’ dediğimiz şekliyle beraber normalleştirmemiz gerekiyor. Bunu diyorlar ki ‘Bütün sokak köpeklerini topluyorlar, bunlara ötenazi uygulanacak’, böyle bir şey söz konusu değil. Mahallemizde, kendi elimizle beslediğimiz, adı Can, adı Yaren, adı Beyaz, Papatya ismini koymuşlar, bu köpeklerle ilgili bizim bir sorunumuz yok. Toplumun sorunu caddelerimizde saldırganlaşmış, çeteler halinde gezen, sokak güvenliğini etkileyen köpeklerimizle ilgili durumdan bahsediyoruz. Sorun belli. Yüksek sayıda trafik kazalarına sebebiyet veriyor. Kurumsal manada devletin gerekli önlemleri almak sorumluluğumuz.
“BELEDİYELERİN BARINAK YAPMA ZORUNLULUĞU VAR. 20 YILDIR VAR, YENİ BİR ŞEY DEĞİL”
Esasında söyleyeyim, esasımız, bu köpeklerimizi barınaklara almak, barınakların yaşam kalitesini yükseltmek. Orada bunların hem yaşamasını sağlamak hem de bu tür olumsuz durumları olan köpeklerimizi buradan ayırt etmek gerekiyor. 5199 sayılı kanunumuza baktığımızda tüm sorumluluk, 25 bin nüfus üzerindeki ilçelerimiz, il belediyelerimiz ve büyükşehir belediyelerimiz bu kanun kapsamı içerisinde sokak köpeklerini veya diğer kedilerimizin de barınacağı barınakları yapmak zorunluluğu var. Keyfiyet yok, zorunluluğu zaten var. 20 yıldır var, yeni bir şey değil. Bu sorumluluklarını herkes yerine getirsin. Sahiplenmeyi güçlü bir şekilde destekleyelim. Kısırlaştırma faaliyetimizi yoğun şekilde devam ettirelim. Aşılayarak, çip veya kulaklık takmak suretiyle hayvanseverlerimizle beraber bu süreci yönetelim diye düşünüyoruz.”